guvercin gerdanligi demisti o yasamin buyuk ustasi, guvecin gerdanligi. guvercinin boynundaki kirmizimtrak tuyler vardir ya, bi kere taktimi guvercin o tasmayi boynuna, baska birini sevemezmis. ama bazen fazla sevgiden guvercinler birbirlerinini de oldururmus. birbirlerinin girtlagini deserlermis fazla sevgidem. o yuzden o kizil tasmaya da guvercin gerdanligi derlermis. boyle bitirmisti o usta sozlerini ve ben bunlari duydugumdan hemen sonra aynanin karsisina gecip bakmistim kendi boynuma ve el surmustum o kipkirmizi gerdanligima. oturup dusunmustum kendi kendime ki aceba seninde boynunda oyle bir gerdanlik var mi diye? sezdim. seni gordugum andan itibaren sezmistim o nahif boynundaki kirmizi gerdanligi. ama, senin boynundaki sevgiden degil, olum dolu olan bir nefretten ibaretti. soyle simdi, kim desdi benim boynumu, bogazimi ve gerdanligim? kim ine gibi paramparca yapti da ki bu kadar kan fisradi ayak bastigim her yere? hangi nefret beni bu kadar hayata kusturdu ki agizimdan cikan her kelime hayata karsi bir dusmanlikla doldu ve tasti? ah, elinde zehirli hancerler ve ben olum telasi icinde elim uzatip da beni kurtarabilecek hic bir seye ulasamamin derdiyle bu aciz kelimelerde hayatin pesinde...