bu kadar aci ve husranla gecen bizim en paha bicilmez donemimiz. hicbir zaman geri gelmeyecek olan ve bir dahaya yasayamayacagimiz gunler ve gecelerimz. isterdim ki baska bir zamanda ve bamabaska sartlar altinda seninle gorusmek ve tanismak firsatim olurdu. ama bu hayatta adeta cok, o kadar cok ve sinsi ki, hicbir zamanla birlesecek kadar bizim istedigimiz gibi yolunda olmayacak. seninle yasamak, seninle gunduz vakitlerini geceye baglamak, senin dilinden siirler ve satirlar duymak, benim dilimde sana siirler soylemek, senin omzuna yaslanarak ustumuze gelen bu kadar aci, nefret ve kotuluge gogus tutarak karsi koymak, bizim elimizde degil. mesela seninle karsi karsi oturup , kadeh kadehe vurarak, yarasin diyemeyecek olmamanin acisi beni benden aliyor. bu dile gelmeyecek ve hickimsenin anlamamasi kadar zor olan bir sey. bir geceyi seninle beraber geciremeyecegim. bak, bu en kotusu. ne kadar da kendim avutsamda, yine de beni bulup, yere vurabilen bir aci. bir buyuk hasret. yapmadagin ama olmasini ve yapmasini cok sevdigin bir isin hasreti gibi. kelimelere sigmayacak kadar buyuk ve yapmasini icin elimden hicbir sey gelmemesi kadar aci. rakinin insanin bogazini dese dese karnina dogru gitmesi ve belkide ondan bile daha beter bir sey. isterdim ki her turlu kalabalik ve insani toplumdan uzak olan ve deniz kiyisnda bir evde seninle birlikte bit hayatim olsun. sabahlar denizin dalgalariyla uykudan, seninle beraber uyanmak ve sahile gidip, cirilciplak ayaklarimizi soguk deniz soyuna uzatarak sohbet edelim. basimzdan gecen insanlar, olaylarla ilgili konusup bu bizi bizden biktiran sacmasapan konolarardan uzak durmamiz. sonra senin bilinmeyen bir huzne kapilarak yuzunu cevirmen ve benim hicbir sey sormamam. benim uzakda batan gunese bakarak senden uzak gunlerimi hatirlamam ve birbirimize girerek o kadar sevismek ki insanlar bizim dudak ve agizlarimizi birbirinden ayiramamsi. senin o kuck ve yagsiz gogusleni hicsut yememis bir bebek gibi ..emmek ve boynunun uzerindeki dans eden ter izini izlemek.